Aşağıda Sn. Prof. Dr. Süleyman Sarıtaş'ın e-mail ile dolaşıma verdiği eski bir tercümesinden alıntı veriyoruz. Yazı Amerika'daki The Philadelphia Inquirer isimli gazetesinin köşe yazarı Ann Landers'ın konu ettiği, mühendisler ile birlikte veya yakın şekilde yaşayan kişilerin mühendisler ile yaşamın nasıl olduğunu, kendisine gelen okur mektupları ile aktarıyor. 

Orası Amerika olmasına rağmen, bende Sn. Sarıtaş gibi, yazının kendimi yansıttığını düşündüm. Sizler ne dersiniz, Türkiye'de mühendisler ile yaşam hakikaten buna uyuyor mu ?

 İşte Ann Landers'a gelen okur mektuplarının bir kısmı:

Houston'dan yazan bayan (eş) : Ömrümde ilk defa bir köşe yazarına mektup yazıyorum. Yazınızda sorduğunuz, "Mühendisler farklı mıdır" sorusuna "KESİNLİKLE" diye cevap veriyorum. Babam, amcam ve 3 erkek kardeşim mühendis. Mühendisler farklı yetiştiriliyor. Mühendisler mantıklı, dakik ve çok iyi problem çözücüdürler, ancak insan unsuru hakkında çok az şey bilirler. Mühendis eşim hayat arkadaşı olarak çok iyidir, ancak iş duygularını açıklamaya gelince ona ancak 10 üzerinden 4 verebilirim.

Arizona : Mühendisler farklıdır. MIT mezunu olan bir kocam, yeni aldığım eteğimin sırt kısmının 5 milimetre kısa olduğunu ilk bakışında söyler. Banyodaki fayans düzgün döşenmemiş ise hemen ölçerek ispat eder. Sıkışan bir pencere panjurunu derhal tamir eder. Ancak ben öldürücü bir migren ağrısıyla evin içinde sürünüyor isem hiç fark etmez. 

Santa Barbara : Mühendis olan kocamın hayatın gri alanlarına hiç toleransı yoktur. Herşeyi mutlak olarak görür; siyah veya beyaz, doğru veya yanlış, evet veya hayır. Asla "olabilir" değil. Asla neşeli değildir, ancak hiçbir zaman depresyona da girmez. Her şey mükemmel düzen içinde olmalıdır, aksi halde fatura acı ödenir. Böyle bir erkek ile yaşamak kolay değil.

Chicago: Karım bir mühendis. Dakik, analitik ve görüşlerinde keskindir. Düşünmeden konuşmaz. Kendinden çok emin ve buz kadar soğuktur. Beni hasta ediyor. Sonraki karım boş kafalı moron olacak ve kurtulmuş olacağım.

Carbondale: Haklısınız, mühendisler farklıdır. Otuzbeş senedir benimkiyle çok mutlu bir evliliğim var. Adım atmadan önlerine bakarlar ve dengeli evlilikleri vardır. Huy olarak problem çözücü, hassas ve sevgi doludurlar. Mühendis kocasından şikayet eden hanım yanlış erkek ile evlenmiş, yanlış meslek ile değil. 

Şehir belli değil: Otuz sene önce bir mühendis ile evlendim. Evliliğimiz bir duygusal çöplük. Eğer çocuklarımız onun programlayabileceği robotlar olsaydı çok daha iyi baba olurdu. Mühendisler her şeyi çözebilir, ancak insan olma ve sevme hariç. 

Durham: Kocam gözlükçüdür ve bir mühendis müşterisi olmasından nefret eder. Mühendisler gözlüğe bakar bakmaz millimetrenin kaçta biri kadar hatayı hemen görürler ve yenisini isterler. 

St. Paul: Ben bir iç dekorasyoncu mimarım. Mühendisler farklıdır. Bir parça halı satınalmak için iki ayını harcayan bir müşterim olduğunda onun mühendis olduğunu hemen anlarım. Çünkü halının nasıl yapıldığını ve ne kadar dayanacağını bulmak ile meşguldür. Dünyanın mükemmelcilere ihtiyacı vardır, ancak mühendisler ile çalışmak insanı öldürüyor. 

Indianapolis: Mühendis kocam bana çiçek göndermez. Hatta bazı günler hiç konuşmayız bile. Ancak, gömleğinin cebi kalem ve gözlük kılıfı ile dolu, sönük kıravatlı, buruşuk pantalonlu adamım bildiğim hiç kimseyle değişmem. Sadık, namuslu, güvenilir ve gerçekçidir. Asla beni aldatmaz ve yalan söylemez. Bugünlerde bunlar çok değerledir.

Değerlendirme (Sn. Sarıtaş) : Köşe yazısına verilen cevapları iki grupta değerlendirebiliriz. 

Birinci grup doğrudan mühendislerin davranışları ile ilgili olanlar. İkinci grupta ise mühendis olan kişilerin kendi kişisel karakterleri ile ilgili olanlar. 

İkinic grup yazılar şahsi olduğundan değerlendirmemizin dışında tutulmuşlardır. 

Olumlu ortak kanaat: Mühendisler; zeki, dakik, çok iyi problem çözücü, baktıklarını gören, mükemmelci, düşünmeden konuşmayan, önüne bakmadan adım atmayan ve dayanıklı özelliklere sahiptirler. 

Olumsuz ortak kanaat: Mühendislerin insani tarafları zayıftır ve duygularını ifade edemezler.

muhendix.com'un notları :

Sn. Sarıtaş'ın yaklaşımına dikkat edin - analitik bir şekilde okur mektuplarını sınıflandırma ve sonuca ulaştırabilecek bir değerlendirme :) Okur mektuplarında "şikayet" edilen konulardan biri de bu değilmiydi ?