2008'den beri krizle boğuşan Avrupa, bu durumdan kurtulmak ve özellikle Uzak Doğu'nun devlerine kaybettiği pazarları geri kazanmak için hangi teknolojilere yatırım yapıyor dersiniz?
Her şeyen önce akıllı üretim sistemleri. Esneklik, güvenilirlik ve sıfır hata ile üretim ön planda. Bunun için de sensör teknolojilerinin entegre edildiği üretim sistemleri, tak-kullan sistemler, özellikle de talaşlı imalatta akıllı tezgahlar ve her ne kadar belli kısıtları olsa da robot teknolojileri ön planda. Temel gerekçe üretimde rekabet üstünlüğü bunun içinde düşük ücret stratejisi ile yoğun rekabet yaratan ülkelere karşı maliyetleri azaltmak.
Sonrasında otomotiv sektörü geliyor. Otomotivde yeşil teknolojiler ön planda. Tabi ki enformasyon komünikasyon teknolojileri ve yazılım sektörüne destek tam hızla gidiyor. Akıllı binalar ve bu teknolojinin ardında yatan temel motivasyon enerji tasarrufu gündemde.
Avrupa bu gelişimi 7. çerçeve programı ile destekliyor. Türkiye'de bu programa dahil, ama ne kadar destek alabiliyor? Hala çok az.
Büyüme şampiyonluğunun sarhoşluğu bir kenara, bunu sürdürülebilir kılmak için gelecekteki büyümeye yatırım yapmak gerekli. Inovasyon bunun öncelikli şartı. Teknoloji geliştirsinler de transfer edelim diye beklemek yerine bu teknolojilerin içinde yer almak gerekli. Bu konuda Türkiye henüz çok geride. Bu kriz ortamında yakaladığımız ivme ile arayı kapatmak için önemli bir şansımız var ve iyi bir dönemdeyiz. Bu sansı değerlendirebilen firmaların önü ise çok acık olacak. eger basarılabilirse tabi ki Türk teknolojisinin de.
Yapılacak en basit şey, Türkiye'nin de dahil olduğu AB Çerçeve programlarını takip etmek. Özellikle de KOBI'lerin faal olması. En basitinden CORDIS sayfasından kendi faaliyet alanımıza giren projelerin icinde yer almaya, ucundan tutmaya çalışmak. Bu konuda ülkemizde koordinatör TUBITAK. Ne kadar basarılı derseniz pek de değil. Zira Türkiye gibi teknolojisini geliştirmek zorunda olan bir ülkede AB'nin çerçeve programları gibi bir avantajın mutlaka kullanılıyor olması lazım. Kac firma bu konudan haberdar derseniz, çok az. Fazla uzağa gitmedik. Istanbul'da tekstil, otomotiv, elektronik, iletişim, otomasyon ve imalat sektörlerinden 250 KOBI üzerinde ufak bir araştırma yaptık. Konudan haberdar olanların sayısı %2.8. TUBITAK'ın raporlarına baktığınızda ki masa başında hazırlanmış izlenimi veriyor, araştırma geliştirmenin kendilerine özgü ve kendi etraflarında dönen bir konu olduğu düşüncesi var izlenimi veriyor. Ancak sürüdürülebilir ilerleme için AR&GE'nin bir kaç akademisyenin etrafında dönüyor değil de endüstriden geliyor olması gerekli. Türkiye'de her şeyden önce üniversite-endüstri işbirliği sağlanabilmiş değil. Bir kaç ufak çalışma ya da öğretim üyelerinin büyük endistriyel oluşumların danışmanı olması başarı sayılıyor. Yanlışlık ta buradan çıkıyor sanki.
Partner ülke olarak Türk firmalarının avantajlı konumda oldukarını söyleyelim ve tüm mühendisleri http://cordis.europa.eu/home_en.html adresini incelemeye davet edelim.